‘Zeka çekicidir’ kelamını duymuşsunuzdur. Bu tez, bayanların erkek partner arayışında beklenenin bilakis öne çıkan kriterin zeka olabileceğini öngörüyor. Pekala durum ortasında bulunduğumuz toplumsal şartlarda gerçekten o denli mi? Açıklayalım…
Kaynak: https://www.ideassleepfuriously.com/p…
Yaşadığımız toplumda sağlıklı ve hoş bir romantik alaka aramayanımız yoktur.
Peki erkek partner arayan bayanlar için partnerde zekanın kıymeti ne kadar büyük?
Kadınlar (ve genel manada insanlar) yeterli eğitimli, eleştirel düşünebilen ve birlikte enteresan sohbetlere girebilecekleri partnerlere çekilirler. Zeka aslında insanlarda genel manada arzulanabilir bulduğumuz her şeyi olumlu tesirler: Topluma iştirak, atletik yetenekler… Haliyle bayanların da partnerde zeka araması doğal görünür.
Öte yandan bu teoride birtakım boşluklar da mevcut.
Bunun niçinini anlamak için evvela toplumsal cazibe yanlılığı dediğimiz fenomeni inceleyelim.
Toplumsal cazibe yanlılığı fenomeni, toplumsal bir ortamda zevklerini belirten bir insanın normlara uyan karşılıklar vermesi durumuna deniyor.
Öz kıymetlendirme içeren fakat araştırmacı ile iştirakçiler içinde bir toplumsal etkileşim içermeyen araştırmalarda bayanlar çoğunlukla zekaya öncelik veriyor.
Birebir iştirakli araştırmalarda ise iştirakçiler evvela toplumsal hoşluk normlarına bakılırsa yanıt verme eğilimli gösteriyor.
Gerçek isteklerimiz toplumsal etkileşimlerde nadiren kendini dürüstçe lisana getiriyor.
2008’de yapılan bir deney bu olguyu destekliyor.
Bu deneyde bayanlar ve erkekler rastgele romantik randevulara çıkarıldı. Bu randevulardan hemilk evvel de partnerde fizikî görünüm, kişilik ve para faktörlerinin kıymetini oylamaları istenmiş. Randevulardan evvel birden fazla bayan fizikî görünümü en az değerli faktör seçmiş. Randevu esnasında ise fizikî görünümün en tesirli faktör olduğu gözlenmiş.
Tabii bu biçimdesi bir senaryoda müşahedeyle elde edilen datalar de pek bir şey söz etmiyor.
Zira fizikî çekicilik ve zeka, ne fenotipik ne de genotipik seviyede birbiriyle alakalı iki olgu. Öte yandan yeni tanışılan bir beşerde fizik anında cazip olabilen bir unsurken zekayı anında gözlemleyip alımlı bulmak daha sıkıntı.
İnsanlar araştırmalara göre kendilerine emsal toplumsal, ruhsal ve fizikî özelliklere sahip partnerleri tercih ediyor.
Ama bu illa ki bayanların zeki erkekleri tercih edeceğini göstermiyor. Yalnızca kendilerine benzeri ya da yakın özelliklere sahip partnerler arayacaklarını gösteriyor. Buna nazaran ortalama bir zekaya sahip bir bireyin ne fazlaca zeki, ne de fazlaca aptal partnerlere çekilmesi gerekiyor.
Cinsel seçimlerin insan evriminde zekamızın yükselişinde bir rolü olduğunu düşünmemiz içinse pek bir niçinimiz yok.
Hatta geçtiğimiz birkaç kuşakta zekanın düştüğünü gösteren araştırmalar mevcut.
Öte yandan partner seçiminde boya dikkat etmek de enteresan bir husus, çünkü 20. yüzyıla kadar partnere dair beklentiler ortasında uzun uzunluk yoktu. Günümüzde ise uzun uzunluk, erkek partnerde yaygın bir eğilim olarak karşımıza çıkıyor, bu da kuşaktan nesile insanın ortalama uzunluğunun artmasını bir izahı olabilir.
Gözlük takmamın toplumsal normlarda zekayla alakalı görülmesine karşın gözlüklü insanların biroldukça araştırmada daha az alımlı görüldüğü de bir gerçek.
İnsanlar evrim süreci boyunca yaşadıkları çağın toplum standartları ile ilkel dürtülerini bir ortaya getirerek partnerlerine dair beklentilerini şekillendirdiler. Örneğin para, partnerde aranılan özellikler ortasında tarihimizde nispeten yeni ortaya çıkmış bir kriter.
2021 yılında yapılmış bir başka araştırma, komik adamların de alımlı bulunduğunu ortaya koydu.
Ancak mizah anlayışının genel zekayla bir bağlantısı tespit edilmiş değil.
2000 tarihindeki bir başka araştırmaya nazaran sevişen genç insanların birçoklarının zekası, düşük sayılabilecek bir aralık olan 75-90 IQ içinde seyrediyor.
130 IQ’ya sahip gençlerin sevişme mümkünlüğü ise birinci kümenin yaklaşık dörtte biri kadar seyrediyor.
Hatta zekasal gerilik olarak kabul edilen 60 IQ’ya sahip genç adamların sevişmesi bile 130 IQ kümesinden daha muhtemel!
Sanayinin ve süratle gelişen teknolojinin hayli geliştiği günümüzde bayanlar, partner arayışında eskisinden daha fazla seçenekle karşılaşabiliyor.
Sosyal medya ve flört siteleri çağında yaşamamıza karşın daha büyük bir havuzdan seçim yapmak, 2014 tarihindeki bir araştırmaya bakılırsa bir daha zekaya çekimi kolaylaştırmıyor. Hatta durumu kötüleştirerek insanları toksik karakterli partnerlere çekebiliyor.
Anlayacağınız ortasında bulunduğumuz birebir toplumsal şartlar, zekaya dair beklentilerimizi unutturup bizi körleştirebiliyor.
Günümüzde partner arayışında gözlemlediğimiz doğal seçilim de bizi -bunu şuurlu yapmasak da- zekadan uzaklaştırıyor üzere görünüyor.
Kaynak: https://www.ideassleepfuriously.com/p…
Yaşadığımız toplumda sağlıklı ve hoş bir romantik alaka aramayanımız yoktur.
Peki erkek partner arayan bayanlar için partnerde zekanın kıymeti ne kadar büyük?
Kadınlar (ve genel manada insanlar) yeterli eğitimli, eleştirel düşünebilen ve birlikte enteresan sohbetlere girebilecekleri partnerlere çekilirler. Zeka aslında insanlarda genel manada arzulanabilir bulduğumuz her şeyi olumlu tesirler: Topluma iştirak, atletik yetenekler… Haliyle bayanların da partnerde zeka araması doğal görünür.
Öte yandan bu teoride birtakım boşluklar da mevcut.
Bunun niçinini anlamak için evvela toplumsal cazibe yanlılığı dediğimiz fenomeni inceleyelim.
Toplumsal cazibe yanlılığı fenomeni, toplumsal bir ortamda zevklerini belirten bir insanın normlara uyan karşılıklar vermesi durumuna deniyor.
Öz kıymetlendirme içeren fakat araştırmacı ile iştirakçiler içinde bir toplumsal etkileşim içermeyen araştırmalarda bayanlar çoğunlukla zekaya öncelik veriyor.
Birebir iştirakli araştırmalarda ise iştirakçiler evvela toplumsal hoşluk normlarına bakılırsa yanıt verme eğilimli gösteriyor.
Gerçek isteklerimiz toplumsal etkileşimlerde nadiren kendini dürüstçe lisana getiriyor.
2008’de yapılan bir deney bu olguyu destekliyor.
Bu deneyde bayanlar ve erkekler rastgele romantik randevulara çıkarıldı. Bu randevulardan hemilk evvel de partnerde fizikî görünüm, kişilik ve para faktörlerinin kıymetini oylamaları istenmiş. Randevulardan evvel birden fazla bayan fizikî görünümü en az değerli faktör seçmiş. Randevu esnasında ise fizikî görünümün en tesirli faktör olduğu gözlenmiş.
Tabii bu biçimdesi bir senaryoda müşahedeyle elde edilen datalar de pek bir şey söz etmiyor.
Zira fizikî çekicilik ve zeka, ne fenotipik ne de genotipik seviyede birbiriyle alakalı iki olgu. Öte yandan yeni tanışılan bir beşerde fizik anında cazip olabilen bir unsurken zekayı anında gözlemleyip alımlı bulmak daha sıkıntı.
İnsanlar araştırmalara göre kendilerine emsal toplumsal, ruhsal ve fizikî özelliklere sahip partnerleri tercih ediyor.
Ama bu illa ki bayanların zeki erkekleri tercih edeceğini göstermiyor. Yalnızca kendilerine benzeri ya da yakın özelliklere sahip partnerler arayacaklarını gösteriyor. Buna nazaran ortalama bir zekaya sahip bir bireyin ne fazlaca zeki, ne de fazlaca aptal partnerlere çekilmesi gerekiyor.
Cinsel seçimlerin insan evriminde zekamızın yükselişinde bir rolü olduğunu düşünmemiz içinse pek bir niçinimiz yok.
Hatta geçtiğimiz birkaç kuşakta zekanın düştüğünü gösteren araştırmalar mevcut.
Öte yandan partner seçiminde boya dikkat etmek de enteresan bir husus, çünkü 20. yüzyıla kadar partnere dair beklentiler ortasında uzun uzunluk yoktu. Günümüzde ise uzun uzunluk, erkek partnerde yaygın bir eğilim olarak karşımıza çıkıyor, bu da kuşaktan nesile insanın ortalama uzunluğunun artmasını bir izahı olabilir.
Gözlük takmamın toplumsal normlarda zekayla alakalı görülmesine karşın gözlüklü insanların biroldukça araştırmada daha az alımlı görüldüğü de bir gerçek.
İnsanlar evrim süreci boyunca yaşadıkları çağın toplum standartları ile ilkel dürtülerini bir ortaya getirerek partnerlerine dair beklentilerini şekillendirdiler. Örneğin para, partnerde aranılan özellikler ortasında tarihimizde nispeten yeni ortaya çıkmış bir kriter.
2021 yılında yapılmış bir başka araştırma, komik adamların de alımlı bulunduğunu ortaya koydu.
Ancak mizah anlayışının genel zekayla bir bağlantısı tespit edilmiş değil.
2000 tarihindeki bir başka araştırmaya nazaran sevişen genç insanların birçoklarının zekası, düşük sayılabilecek bir aralık olan 75-90 IQ içinde seyrediyor.
130 IQ’ya sahip gençlerin sevişme mümkünlüğü ise birinci kümenin yaklaşık dörtte biri kadar seyrediyor.
Hatta zekasal gerilik olarak kabul edilen 60 IQ’ya sahip genç adamların sevişmesi bile 130 IQ kümesinden daha muhtemel!
Sanayinin ve süratle gelişen teknolojinin hayli geliştiği günümüzde bayanlar, partner arayışında eskisinden daha fazla seçenekle karşılaşabiliyor.
Sosyal medya ve flört siteleri çağında yaşamamıza karşın daha büyük bir havuzdan seçim yapmak, 2014 tarihindeki bir araştırmaya bakılırsa bir daha zekaya çekimi kolaylaştırmıyor. Hatta durumu kötüleştirerek insanları toksik karakterli partnerlere çekebiliyor.
Anlayacağınız ortasında bulunduğumuz birebir toplumsal şartlar, zekaya dair beklentilerimizi unutturup bizi körleştirebiliyor.
Günümüzde partner arayışında gözlemlediğimiz doğal seçilim de bizi -bunu şuurlu yapmasak da- zekadan uzaklaştırıyor üzere görünüyor.